Sayfa Reklamları

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, yazılarımda İletişim Merkezi, Müşteri Deneyimi Yönetimi, Çok Kanallı İletişim gibi daha yeni tanımlamalar kullanabilirim fakat, gerçekte henüz oturmamış yapıları, herkes onları kullanıyormuş gibi serbestçe söylemek bana doğru gelmiyor. Biraz daha “old school” takılmak mesajı daha anlaşılır yapıyor kanaatindeyim.

Çağrı Merkezleri teknolojinin çok yoğun kullanıldığı, aksiyonun çok hızlı alınması gerekliliği olan işletme – iş birimleridir. Bu çeşitli teknolojiler herhangi bir başka teknoloji ile ortak noktada bulaşabileceği gibi (.NET, Java, Network), çok özel, kendine has alanları da vardır (CTI, IVR, Text to speech, iş gücü yönetimi, kalite değerlendirme sistemleri gibi). Dolayısı ile kendine özel, genel bir kapsam dahilinde olmayan bu teknolojiler, yönetimini de diğer teknoloji yönetimlerine göre farklılaştırıyor.

Konuyu iki tip çağrı merkezi üzerinde ele almak gerekiyor, birincisi dış kaynak hizmeti veren, birden fazla müşterisi olan çağrı merkezleri. Diğeri ise kurumların kendi iç yapılarında bulunan sadece ilgili kurumun ihtiyaçlarını karşılayanlar. İki tip çağrı merkezinin de benzer dinamikleri olsa da teknoloji yönetimi açısından farklılıkları bulunmaktadır.

Öncelikle birinci tip olan dış kaynak çağrı merkezlerini değerlendirelim. Örnek olarak 1000 masa kapasiteli 10 ayrı müşterisi olan bir şirketi düşünelim. Müşterilerin bir kısmı teknolojisi ile gelebilir, bir diğer kısmı da bütün teknoloji yatırımını sizden bekleyebilir. Kendi teknolojisi ile gelenlere standart network-sistem tecrübesi olan kaynaklar ile destek olabilirsiniz, çünkü sizden bekleyecekleri VPN -güvenlik gibi konular olacaktır. Sizden teknoloji bekleyenler ise sizin tecrübe ve kabiliyetlerinizden de faydalanmak, gerektiğinde danışmanlık almak, her istediklerini yaptırmak gibi eğilimler ile karşınıza geleceklerdir. Siz müşterinin herhangi bir talebi için “Gerçekleştiremeyiz bu mantıklı değil” diyebilirsiniz, fakat bu noktada da “ama şu şirket yapıyor” cevabı ile karşılaşmanız çok olası. Yani oradaki imtihan çetin. Peki böyle sınırsız ihtiyaç ve danışmanlık beklentisi olan müşterileriniz için yeterli tecrübe ve kabiliyete sahip IT personelini istihdam etmek ne kadar mümkün? Yoğun çalışma temposu, stres, maliyet baskısı gibi değişkenlerin olduğu bu yapılarda; üretken, potansiyeli yüksek, hızlı çözüm üretebilen, ayrıca çağrı merkezi teknoloji tecrübesi olan arkadaşlar ile çalışabilmek. Okurken bile ütopya gibi geliyor. Neden ütopya; çünkü, iyi üniversitelerden mezun ve yüksek potansiyeli olan adaylar zaten çok daha rahat koşullarda iş imkânı bulabiliyorlar. Fakat aslında böylesine zorlayıcı ve kendilerini geliştirme potansiyelinin çok yüksek olduğu bir çalışma alanı fırsatından da kendilerini mahrum ediyorlar.

Peki, güzel dedim de ne yapmak lazım. Öncelikle PR konusunda yetenekli ekipleriniz firmanızın imajını yukarılara taşımalı ki yüksek potansiyeli olan ve sektör tecrübesi olan adayları kendinize çekin. Sonrasında ekip içerisinde şahane bir sinerji oluşturabilecek yetenekli bir IT yöneticisi ile çalışın. Teknoloji desteği aldığınız partner’iniz ile akıllıca anlaşmalar yapın, düzenli eğitimleri eksik etmeyin. Teknoloji çalışanlarına hiçbir zaman sektör ortalamasının altında maaş ödemeyin, mümkünse bir tık üstüne çıkın. Bütün bunları yaptıktan sonra ekibiniz gün geçtikte güçlenecektir, hatta burada partner bağımlılığını bile ciddi oranda azaltabilirsiniz. Peki bu yöntemin dezavantajları nelerdir?

1- Ciddi yatırım yaptığınız emek verdiğiniz kilit çalışanlarınız bir anda işten ayrılabilir. Çok büyük bir risk.

2- İşten ayrılma riskini minimize etmek için en az aynı yeteneklerde ikinci bir kaynak ile çalışılabilir ki bu da ciddi maliyet.

3- Yukarıda bahsettiğim yatırımlar yapılmadan hasbelkader işleri idare edebilirsiniz. Ancak bu yöntem sizden daha kaliteli hizmet veren rakiplerinize kaymaların önünü açacaktır.
4- Çağrı merkezi teknolojileri kendine özel tecrübe gerektirdiği için, tecrübeli ve uygun adaylar bulmak çok zor.

5- Kendi içine kapalı sadece operasyona yönelik işler ekibi köreltecektir, yeni teknolojiler ve maliyet düşüren entegrasyonlar gözden kaçırılabilir.

Bu geleneksel yöntemin avantaj ve dezavantajlarından bahsetmiş olduk, şimdi de dünyada bir trend haline gelen ve gün geçtikçe yaygınlaşan IT hizmetini dış kaynak şirketlerine devretme veya destek alma konusunu değerlendirelim. Öncelikle dış kaynak IT hizmeti almak kendi personelini çalıştırmaya göre cepten çıkacak olan para konusunda daha maliyetli olacaktır. Daha maliyetli ise hiç anlatma diyorsanız eğer yazıyı burada okumayı bırakabilirsiniz, fakat yine de bu konuda ki tecrübelerim aslında bu iş düzgün yapılabilirse gelirlerin artırdığını gösteriyor. Maliyet 2-3 kat artsa da şirketin büyümesi ve gelir artışının, bu ek maliyeti devede kulak gibi bir rakama dönüştürmesi çok mümkün. Tabi dış kaynak işini nasıl yönettiğiniz veya doğru kişilerle çalışıp çalışmadığınız tabloyu değiştirebilir. Avantaj ve dezavantajlar daha net görülmesi için ayrı sıralamalar kullanacağım, öncelikle avantajlarına bakalım. Bu avantajların hepsi çağrı merkezi teknolojileri dış kaynak yönetiminde tecrübesi olan firmalar için geçerlidir. Herhangi bir dış kaynak IT şirketinden verim almanız mümkün değildir. Bunu da aşağıda satır aralarında gözlemleyeceksiniz.

1- Dış kaynak olarak alacağınız personel, sizden daha önce birden fazla çağrı merkezine destek vermiş olacağı için, sizi anlamak ve sorunlarınıza hızlı çözüm üretme konusunda çok dinamik davranabilecektir.

2- Yetkin olamadığı veya çözemediği konular ile ilgili, arkasına dönüp baktığında çağrı merkezi teknolojilerine hakim bir sürü başka uzmana danışma şansı yakalayacaktır.

3- Bu tarz şirketler çağrı merkezi yazılımı üreten firmaların direk partner’leri oldukları için, çözülemeyen sorunlarda çok hızlı telefon veya sorun bileti açarak direk iletişime geçebileceklerdir.

4- Benzer yetenek de birden çok personel barındıran bu şirketler personelin durumunu değerlendirip rotasyon, motivasyon konularında daha hızlı aksiyon alıp dinamizmi artırabileceklerdir.

5- Normal şartlarda yetişmesi çok mümkün olmayan projeler için anında ek kaynak konumlandırarak hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını sağlayabilirler.

6- Teknolojiyi yakından takip ettikleri için, iş ve süreçlerinizi geliştirecek konular ile ilgili belirli aralıklarla sunum yapıp bilgi verebilirler. Ayrıca diğer şirketlerde kazandıkları tecrübeler ile ortak bir akıl oluşturarak genel manada iş süreçlerinizi iyileştirebilirler.

Dezavantajlara bakacak olursak eğer;

1- Birim adam maliyeti 2 kat veya 3 kata kadar bile fazla olabilir.

2- Bağlayıcı sözleşmeler düzgün olmazsa bazı açıklar olabilir.

3- Dış kaynak – iç personel dengesi doğru gözetilmediği sürece iletişim sorunları doğabilir.

4- Yetkin bir partner seçilmez ise eğer beklentinizi karşılayamayabilirsiniz.

Şimdi gelelim kurum içi hizmet veren çağrı merkezlerinin teknoloji yönetimine. Aslında dış kaynak için açıkladığım konuların birçoğu iç kaynak çağrı merkezleri içinde geçerlidir. Ancak iç kaynak çağrı merkezleri dış kaynaklar kadar dinamik olmayabiliyor. Kurumun büyüklüğüne müşteri ile olan iletişimine göre çok benzer özelliklerde gösterebiliyorlar tabi. Yukarıda iç-dış kaynak kullanımının avantaj ve dezavantajlarını belirttiğim için, bu bölümde sadece kendimce mantıklı olan yöntemlerden bahsedeceğim. 

Öncelikle iç kaynak çağrı merkezlerinde çok ciddi ve karmaşık iş süreçleri olabilir. Müşteri temsilcilerinin kullandıkları bir sürü uygulama, hizmet ve destek olabilir. Bu doğrultuda bir dış kaynak teknoloji firmasını bu süreçlerin içine dahil etmek zaman alır. Dolayısı ile işi iyi bilen üzerine yatırım yapılmış olan personel ile hibrit bir yapı kurmak daha akıllıca gibi görünüyor. Örnek vermek gerekirse 500 masa kapasitesi ile hizmet veren bir Telekom firmasının çağrı merkezini düşünelim. Eğer dış kaynak kullanmadan bütün IT altyapısına kendiniz destek vermek isterseniz, yedeklilik de önem arz edeceği için dış kaynak ile belki aynı maliyetler ile bu işleri yürütmek durumunda kalırsınız. Ayrıca yukarıda bahsettiğim avantajlardan da yararlanmamış olursunuz. Fakat çağrı merkezi teknolojileri özelinde dış kaynak ile çalışırsanız hem bahsettiğimiz avantajları hem de iç kaynak tecrübesini yitirmeden süreçlerinizi devam ettirebilirsiniz. Eğer dış kaynak hizmet aldığınız şirket standartların üzerinde kaliteli bir hizmet verirse bütün olarak da iş devredilebilir fakat bu ciddi değerlendirilmesi gereken bir karar olurdu.

Benim değerlendirme ve düşüncelerim üzerinden yürüyen bu yazı, herhangi bir istatistik veriye dayanmamaktadır, dolayısı ile bilimsel yönünden söz etmek mümkün değil. Fakat bu verilerin olmayışının sebebi henüz Türkiye’de veri oluşturabilecek kadar bir gözlem ve değerlendirme yapılmamış olması. Zaten bir firma gelip size bir konudaki verimliliği net gösterse bu yazıya ne gerek var değil mi, değerlendirme süreci çok daha hızlı ilerlemiş olur.


Bu satıra kadar sabırla okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Çağrı merkezleri ile ilgili diğer yazılarıma ise aşağıdaki link’den ulaşabilirsiniz. Esen kalın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bottom Ad [Post Page]